Ferruh Karakaşlı: Kötü vücut yoktur, yanlış kıyafet vardır…

-Moda sektöründe dünyada ve ülkemizde başarılarınızla adınızdan söz ettiriyorsunuz. Bu anlamda modaya olan merakınızın kaynağını okuyucularımız için açıklar mısınız? Bu ilginizin kaynağı nedir?

Moda bir tutkudur. Hatta Japonyaca’da bir kelime vardır “otaku” yani tutku ve takıntı arasında bir kelime; Türkçesi yok, İngilizcesi de yok… İşte bende de moda kavramı “otaku” dur.

Çok küçük yaşlarımdan beri bir ilgim var benim modaya, öyle ki annem ile alışverişe gittiğimizde “beni bırak, ne giymek istiyorsam ona göre kendim seçeyim” dermişim. Yani ne isteyip ne istemediğimin bilincindeymişim… Amcamın ve babamın kumaş ithalatçısı olması nedeniyle çocukluğumda kumaşlarla fazlasıyla haşır neşir olmamın da bu ilgime bir katkısı olduğunu düşünüyorum.

1940- 1950 yıllarında ünlü iş adamlarını giydiriyorlarmış… Böylece hazır giyim sektöründe aktif olarak yer almışlar. Sonra farklı sektörlere yönelip bu işten kopmuşlar. Moda, bende tutku anlamında amcam ve babamdan kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Sanırım biraz da genetikle ilgili örneğin kardeşlerimde böyle bir merak yok. Bu bana özel bir şey…

İlk mağazamı Viyana’da açtım. Sonrasında Rahmi Koç; “Bu mağazanın aynısını Türkiye’de açalım” dedi. Sezen Aksu’nun eski bir villasını aldık ve restore ederek Türkiye’deki mağazamızı açtık. Normalde İlk önce Türkiye’de şubeleşme olur da sonraki aşamada yurt dışı projeleri düşünülür ya biz yurtdışında başlayıp Türkiye’ye geldik (gülüyor). Şu an yurtdışına ürün ithalatı yapıyoruz.

-Ismarlama giyim ile modaya giriş yaptınız ve Ferruh karakaşlı markası ile üretmiş olduğunuz ürünler çok konuşuldu. Hayranlık uyandırdı. Erkek giyimine yeni bir heyecan kattı… Sonraki süreçte ise hazır giyim sektörüne yöneldiniz. Kariyerinizin bu aşaması hakkında neler söylemek istersiniz?

Ben çok iyi bir tüketiciydim. Çok iyi tüketici olduğunuz zaman bir nokta geliyor ve o noktadan sonra küçüklüğünüzden beri takip ettiğiniz, idealize ettiğiniz markaların yetersiz kaldığını, bir eksiklik olduğunu düşünüyorsunuz. Ve sunulan arasından tercih etmek yerine kendi aklınızdaki tasarımı görmek istiyorsunuz.

“Peki nedir bu eksiklik?”ben, hazır giyim sektöründeki ürünlerin vücuda uygunluğunu protesto ederek bu işe başladım. Hazır giyimde üretilen kıyafetlerin çoğu standart şekillerde üretildiği için kişilerin vücutlarına haksızlık edildiğini düşünüyorum. Belirli kalıplarda ürünler üretiliyor ancak “standart beden” diye bir kavram yok. Bu durum da mevcut vücudu olduğundan daha kötü göstermeyle sonuçlanıyor…

Biz, ısmarlama giyime titiz ve detaylı bir çalışma ile başladık. Hazır giyime bu çalışmaları uygulamak ise oldukça zordu. Ama sonra bu işin formüllerini geliştirdik. Aynı ısmarlama giyimde yaptığımız gibi, ürünlerin vücuda maksimum derece uygunluğundan yola çıkarak hareket ettik.

Hep kadınların vücudundan bahsedilir, şu tarz olursa böyle gösterir, şu kalıp kullanılırsa böyle görünür; işte bu ilkelerin hepsi erkek vücudu için de geçerlidir.

Kötü vücut yoktur, yanlış kıyafet vardır. Her erkeğin maksimum iyi görünebileceği bir kup vardır. Bu düşünceden hareketle vücut tipine göre “Hangi pantolon kup’u en iyidir, hangi gömlek kup’u en iyi görünür, vücut şekline, kafa yapısına göre yaka modeli ne olmalıdır, ceket boyu, pantolon kupu nasıl olmalıdır?” sorularına cevap aradık. Bunların cevabı aslında anatomiyi de beraberinde getiriyor ve modanızı anatomi ile birlikte geliştiriyorsunuz. Bu anlamda tasarımcılar ürün tasarlıyor, biz ise insan tasarlıyoruz. İnsan tasarlamaktan kastım ise; kişinin kariyeri ve kişisel tarzına uygun olan kup ve renk kullanımı ile kişinin kendini en iyi hissedeceği tarzı bulmaktır. Sonuç olarak, ürünlerimizin vücudu çok iyi gösterecek kup ve kalıplarda olmasını sağladık. Ve hazır giyim olarak, iyi giyinmeyi seven tüketicilerimizle buluşturduk. Online olarak da ürün tedariği yapabileceğimiz bir projemiz var. Mutlu bir azınlığa hitap eden ürün grubumuza, çok daha fazla kişinin ulaşabilmesini istiyoruz. Çünkü “Dress for success” yani, başarı için iyi giyinmeniz gerekiyor.

Similar Posts